
Halka açık oyun alanına yapılacak bir gezi, çocuklar için fiziksel avantajlardan daha fazlasını sunar. Aynı zamanda farklı insanların ve yeteneklerin kabulünü teşvik eden bir yer.
Bir kaydıraktan aşağı uçmak, salıncaklarda süzülmek veya maymun çubuklarında sallanmak olsun, halka açık oyun alanlarında her çocuk için küçük bir şeyler vardır. Ancak yeni bir araştırma, oyun alanlarının çocukları aktif tutmaktan daha fazlasını sunduğunu buldu; ayrıca çocukların kendilerinden farklı görünen başkalarını daha fazla kabul etmeyi öğrenebilecekleri bir yerdir.
Ebeveynlerin %92’si oyun alanında oynamanın, çocukların kendilerininkinden farklı yetenekleri ve geçmişleri olan diğerlerini kapsayıcı olmasına yardımcı olduğunu düşünüyor. Her 10 ebeveynden dokuzu, oyun alanında diğer çocuklarla spontan oyun oynamanın, ırk ve yetenek seviyelerinden bağımsız olarak herkes için eşitlik görüşlerini şekillendirdiği konusunda hemfikir. Ve ebeveynlerin %42’si, halka açık oyun alanlarının en büyük olumlu etkisinin, kendi çocuklarının tüm yeteneklere sahip çocuklarla oynaması olduğunu söylüyor.
Harika bir dengeleyici olarak oyun alanlarında çocuklar, başkalarından farklı olsalar da, örneğin sallanmak gibi bir aktivitede benzer bir sevinç bulduklarını öğrenirler. Bu paylaşılan neşe ve bağlılık, baştan sona aşan bir bağ ve ortak bir duygu yaratır. Bu çocuklara yönelik oyun deneyimleri, çocukları kendilerini test etmeye, yaşa uygun riskler almaya ve birlikte yeni faaliyetlere katılmaya teşvik eden bir ortam tarafından teşvik ediliyor.
Oyun alanlarının çocukların kendilerini duygusal ve fiziksel olarak zorlayabilecekleri bir alan olmasının yanı sıra, sosyal yönün ne kadar değerli olduğu konusunda hemfikir. Oyun alanları genellikle çocukların farklı etnik kökenlerden ve sosyoekonomik statülerden diğer çocuklarla, bekarlıktan evlat edinmeye farklı ebeveynlik yapılarıyla tanışabilecekleri, çeşitliliği kucaklayabilecekleri ve öğrenebilecekleri bir alandır.
Ankete katılan ebeveynlerin %88’i, açık hava oyunlarının çocukların ülkedeki sosyal adaletsizliğin zihinsel etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı olduğuna inanıyor.
Ebeveynlerin %42’si çocuklarına COVID-19 vakaları giderek azaldığında halka açık oyun alanlarında oynamasına izin verirken, %40’ı bir COVID-19 aşısının hazır olmasını beklediklerini söyledi. Bu COVID döneminde, oyun alanlarının çoğu kapatıldı. Bu durum büyümek ve öğrenmek için bir alana ihtiyaç duyan çocuklarda sorunlara neden oldu.
Yine de ankete katılan ebeveynlerin %50’den fazlası şu anda oyunun çocuklar için her zamankinden daha önemli olduğu konusunda hemfikir. Neyse ki, çocukların bu arada oynayabilecekleri sosyal açıdan mesafeli oyunlar var, ta ki en sevdikleri oyun alanında güvenli bir şekilde koşturana kadar.